5 Aralık 2015 Cumartesi

A3

Ankara’da sanat var haberiniz var mı?

Peki bu sanat nerede? Kim üretiyor? Kimler izliyor?
“A3″, Ankara’da Sanatın Peşine Düşüyor!
Ankara’daki sanat oluşumlarını atölyeye taşıyarak tartışan ve araştıran “A3” bir yazı atölyesidir. Bu atölyede ortaya çıkan yazıların çeşitli medyalar aracılığıyla okurla buluşması hedeflenmiştir. Belli bir kesime hitap eden ve kendi alanından olmayanların yabancı kaldığı yazıların tam aksine daha anlaşılır ve yaratıcı yazılarla her okuru bu alana çekmeyi hedeflemektedir. Takdir kazanma amacıyla hareket etmez; yani konu başlıklarını galerilerin satış grafiklerine göre belirlemez öte yandan yaratıcı herhangi bir kıvılcımın peşinden cesurca koşabilir.
Kısacası pek tekin bir şeye benzememektedir!


Her şeyin bir görev aşkıyla yapıldığı Ankara’da, kuralları bir yana bırakıp yalnızca kendin olmak, kendini ifade edebilmek kolay olmadı hiçbir zaman. Fakat bu zorlanmanın, çoğunlukla kendine yaratıcı çıkış yolları bulduğu da aşikârdır. Ne var ki, bu kadar inatla ortaya çıkan yaratıcılık, kendini fark ettiğinde, beslendiği yerde büyümektense, hep mekân değiştirmiştir. Burada sanat yapmak, kitleden ayrı hareket etmek gibi biraz. Büyük bir kitleden ayrı hareket eden daha ufak kitleler halinde… Bu kitlelere dahil olanlar, ayrı anılmayı göze almıştır, hatta bunu istediği olmuştur belki ama, yalnızca bazılarının bildiği, kendi kendine onayladığı, kendi aralarında eleştirdiği şeyler, dışarıdan sadece deli işi gibi görünmekten, içi boş ve işe yaramaz olarak algılanmaktan ileri gitmez. Bir anlık bir ekran görüntüsü gibi bir görünüp bir kaybolur, iz bırakmaz, anlaşılmak için zaman harcanmaz, varlığı bilinir, varlığına alışılır ama ne olduğu merak edilmekten uzaklaşmıştır.
Paylaşılmayınca mı, anlaşılmaz olduğunda mı daha değerlidir yaratıcılık?
Öyle olmadığını düşündüğümüz için, daha önce giremediğimiz diyaloğa şimdi girebilmek, süregelen bu monoloğu bir noktasından yakalayıp kırmak, beslendiğimiz yere gereken vefayı göstermek için buradayız.

Hacettepe Üniversitesi, Amerikan Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Hacettepe Üniversitesi Seramik Bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Şu an aynı bölümde Sanatta Yeterliğe devam ediyor ve LÖSEV’de İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor.


Esma Burcu Sereli

Yıllar önce gecenin bir yarısı tek başına film izleyen abim, ertesi günü kahvaltıda aile eşrafına, “ iyi bir şey izlediğimde tek başına olmak çekilmiyor ( İyi kavramı da göreceli pek tabi…), neredeyse sizi uyandıracaktım, izlediği şeyin üzerinde bıraktığı duyguyu paylaşmak istiyor insan” diye buyurmuştu. Sonra onun hatırına pek çok sevmediğim filmi bile oturup onunla izlediğim olmuştur. Sırf filmdeki espriye gülmeyi benimle paylaşabilsin de duvarlara sırıtmak zorunda kalmasın diye…
Şimdi itiraf edin, hepimiz bu duyguyu yaşamıyor muyuz? Sizde eserek yaratan bir kitabı, karşısında heyecanlandığınız bir sanat objesini, sonunda tepetaklak olmuş duygularla sinema salonunu terk ettiğiniz bir filmi, heyecanla uzay boşluğunda kendinizinkine teğet geçen ilk yakın frekansta bulunan insana anlatma ihtiyacı duymuyor musunuz? Paylaşmadıktan sonra sanat üretmek tek yanlı bir eylem olarak, var olma nedeniyle ilgili hiçbir şey vadedemez ki…
İşte “A3″ tam olarak bunun için bir araya geldi. “ Sanatı paylaşmak” için. Bu sebeptendir ki Gombrich ‘ten, Camus’tan, o bu filozoftan alıntılar yaparak uzun sanat yazıları yazmak için yırtınmak değil amacımız. (Hepsinin farkındayız ve çok seviyoruz ama…) İyi bir sanat üretimi karşısında duyulan o ilk heyecanı yakınlarımızla paylaştığımız o samimi duygunun peşindeyiz biz. Gergin dünya halleri, boğazımızı düğüm düğüm eden gördüğümüz her büyük saçmalık, bireysel günlük acılarımız arasında; bizi derinden sarsan, mutlu eden, kederlere salan, fikir veren, sebepsizce coşku duyduran her sanat faaliyetini birbirimizle paylaştığımız gibi sizlere de anlatmak istiyoruz.
Ha bir de Ankara’yı seviyoruz ve Ankara’dan bildiriyoruz. Çünkü en iyi bildiğimiz yer burası…

Lisans ve yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi Seramik Bölümünde tamamladı. Şu an aynı bölümde Sanatta Yeterliğe devam ediyor ve aynı kurumda Araştırma Görevlisi olarak çalışıyor.


Hüseyin Arıcı

Ben eleştirmen değilim, yazar da değilim. Sanatla uğraşmayı seviyorum keza o da benimle uğraşmayı seviyor. Sanatla uğraşmayı seven çok insan var. Bir de ben, sanatçıyla da uğraşmayı seviyorum, tabi arkadaşlarla kendi aramızda. Henüz hiçbir sanatçıyla bire bir uğraşmadım. Belki bu oluşum buna biraz vesile olur diye umut ediyorum. “A3″ adı altında toplandığımız arkadaşlarla en büyük ortak noktamız, Ankara’da var olan sanat oluşumlarını anlatmak. Bunu yaparken sıkıldığımız, şişirme ve durduk yere sanat muhabbetlerinden uzak durmaya çabalayacağız. Size de garip gelmiyor mu? Bir koleksiyoncunun sayfalar dolusu sevdiği renklerden topladığı çalışmalarını bir koltuk takımından bahsedercesine anlatması… Ya da YENİ GENÇ GÜNCEL SANATÇININ en fazla iki hafta süren bohem tavırları… Genellemiyorum ya da yermiyorum yanlış anlamayın. Kalp kırmak ve seviyesizce sataşmak değil amacım. Sadece biraz sevgi istiyoruz. Sevgi…


Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü mezunu. Şu an Hacettepe Üniversitesi, Heykel Bölümünde Yüksek Lisans yapıyor ve CerModern'de çalışıyor.


Mehtap Morkoç

Doğup büyüdüğüm, bazı sokaklarını ezbere bildiğim şehri, hep burada bulunduğum için mi seviyorum ben Ankara’yı? Sevilecek yanları olduğunu da bildiğimden, insanların hep bir şans vermesini istediğimden. Devlet büyüklerimizin büyük laflarının gölgesinden başka var olduğunu bildiğim şeylerden. Hep grisinden söz edilir. Biz ‘A3’ olarak anlatmaya, sevdiğimiz, içinde bulunduğumuz yerden başlamalı dedik. Sanatın olduğu yerden…
Konuşacak ve yapacak şeyleri olan insanların biraya gelmesiyle oluşan bir topluluk bu ‘A3’. Burada yaşayıp, şehirde nefes almanın en güzel yolunu bulan bir grupla kendi kendimize toplanıp konuşurken, paylaşırken, eğlenirken, üretirken, siz de haberdar olun istedik. ‘’Sanat için İstanbul’a kaçmadık, bizim de söyleyeceklerimiz var’’ diyenler için neler var? ‘’Ankara ve sanat mı? İki ciddi müessese’’ deyip kanalı çevirmeyenler için neler var? Ankara’nın kapısını kapatıp çıkmak istemeyenlerin yaptıkları neler var?
Bir şekilde bir araya gelmiş kişilerin kendi kendine konuşması bu. Şehre bir de bu gözle bakma isteği bu, paylaşma isteği, hep aramızda konuşurken başkaları da duysun isteği. Sanat ve Ankara’yı biz yan yana seviyoruz dedik, siz de sevin istedik.

Lisans ve yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi Seramik Bölümünde tamamladı. Şu an aynı bölümde Sanatta Yeterliğe devam ediyor ve aynı kurumda Araştırma Görevlisi olarak çalışıyor.

Burçin Nilay Kalınbayrak

Ankara’da yaşamayanlar için Ankara’yı tarif etmek çok kolaydır: soğuk, sıkıcı, gri… Ama Ankara uzaktan göründüğü gibi olmadı hiç. Nereden gelirseniz gelin Ankara’da kendinizi evinizde hissedersiniz. Ankara sadece soğuk, gri ya da sıkıcı değil. Biz Ankara’nın sokaklarında yürüyoruz, gülüyoruz, üretiyoruz, aşık oluyoruz, seviyoruz… Ankara’da sıcak ve samimi bir şeyler var. Ankara’da sanat var! Fakat Ankara’nın sanatını, Ankara’nın yaşamından uzaklaştıran bir şeyler de var. Ya çok az sayıda insan gerçekten Ankara’da sanata dair neler olduğuyla ilgileniyor ya haber alınabilecek kaynaklar kısıtlı ya da başka bir şey… Biz bunun ne olduğunu bulmak istiyoruz. Bir yandan Ankara’yı yaşarken diğer yandan şehrin nasıl ifade edildiğini, şehirle ilgili çeşitli anlatımları ve şehir ile sanatçının nasıl bütünleştiğini merak ediyoruz. Kısacası, parçası olmaktan mutluluk duyduğumuz ve çok sevdiğimiz bu şehirde sanata dair her şeyi içtenlikle izlemek, okumak, yazmak ve paylaşmak istiyoruz. “A3″ bu açıdan heyecan, yenilik ve umut dolu bir oluşum. Umarım heyecanımızı siz de paylaşırsınız.

Hacettepe Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler mezunu. Hacettepe Üniversitesi Resim Bölümü ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde yüksek lisanslarını tamamladı. Şu an Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde doktora yapıyor.